5 Aralık 2016 Pazartesi

Sulu köfte

En çok okuduğum site birkizbiroglan dı sanırım. Bütün yazılarını okudum Secce'nin. İkizim yoktu hatta o zamanlar tek çocuğum vardı ama benimle aynı hatta daha fena şeyler yaşayan bir insan bulmak iyi gelmişti. Şimdilerde ise çok çocuk sahibi blogları okuyorum. Tecrübelerinden yararlanmaya, yaşanmışlıkların kendi hayatıma benzeyen yönlerini bulmaya ve rahatlamaya çalışıyorum.

Bu yazıyı da sudagidan.blogspot.com.tr bloğunun sahibesi yazmalısın dedi diye yazmaya karar verdim. Belki de ilk ve son olur ama aslında ben de hatıralar kaybolmasın istiyorum

Nasıl Deniz bana umut oldu, 3 çocukla da gezilir, tek başına onlarca saat süren yolculuklar bile yapılır diye. Ben de belki başkalarına umut olurum. Çünkü çocuklarımız iyi ki var, olmasaydı ne yapardım bilemiyorum. Ama güzelliklerinin farkında olamıyoruz.  Temizlik stresinden, düzen hastalığından, elalem ne derler den çocuklarımızı kırıyoruz :(

Secce de bu açıdan yakın gelmişti bana. İkizlerim olmasa da ikize yakın zorlukta iki küçük bebeğim var. Biri 23 aylık, biri 3 aylık. Hayatımda gördüğüm en güzel şey onlar. Bir de 6 yaşında kızım var, o da dünyanın en güzel kızı zaten. Neyse ne diyordum =)

Her evin dağılabilirliğine inananlardanım. Etrafımda gördüğüm, ayakkabı rafında bile toz bulamayacağım (!) evler çok ütopik geliyor bana

 Ne temizlik manyağı bir insanım, ne de çocuklar izin verir buna. O yüzden Secce nin evini gördükçe rahatladım. Oluyormuş dedim. Ayıp değil, günah değil. Ya da ayıptır belki bilemedim ;)

Ama yapacak birşey de yok hani. Elimizden bu kadarı geliyor. Kalmış bir eşyanızı almaya geldiğinizde kapıda beklemeyip, bebek ağlıyor tutayım deyip çocuk odasına, eşya mutfakta diye elinde ağlayan bebeyle mutfağa, ordan da oturma odasına göz atıp gitmeyin. Asıl sizin yaptığınız ayıp oluyor 3 çocuklu lohusa bir kadına ;)

Evin temizliği için yine çok zaman harcıyorum ama düzen bozulmasın sonra daha çok zorlanmayayım diye seve seve yapıyorum artık. Çocuk sayısı arttıkça kirlenme oranı artıyor ve buna sinirlenmek bir işe yaramıyor. Hatta ters tepiyor. Çocuklar daha agresif, daha da yaramaz oluyor

O yüzdendir ki, haftasonu Ankara'dan gelen yatılı misafirlerimi gönderdikten sonra pazartesi yeni bir yatılı misafir için hazırlık yaparken oğlumun buzdolabından kaçırdığı bi tencere sulu köfteyi oyuncak kamyonuna, halıya, masaya, pardüseme, yerlere saçmasını görüp dehşete kapılmadım! Temizleyip yoluma devam ettim :)

Not: Bloğu açarken tek çocuğum varmış. 2 yılda 2 çocuğum daha olmuş, maşallah bana. Siz de deyin =)

4 yorum:

  1. :))) maasalllah sana gerçekten sulu köfteyi kamyona koymak iyi fikir benimkiler duymasınlar :) Allah yardımcın olsun. Secce zaten ayrı komik maaşallah ona da. Bizim eve haftada 1 öğretmen geliyor o Zaman sadece gretmenin geçeceği yerlerden oyuncak görünümlü tuzakları kaldırıyorum ;) o da gelmese evi toplamayacağım artık çünkü o 2 yas sendromu yok mu sanki bir seyler toplu olunca Yahya yine değiştirmişler benim kaotik usulü yeni sanat akımı olabilecek dekoratif denemelerimi diye başlıyor her seyi tekrar yere atmaya ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vallahi sulu köfte hiçbirşeymiş. Şimdi hastanede kolunda serum, gece de kalacakmış. Ben bebekle gidemedim, evde olsa da yaramazlık yapsa diyorum :( neyse çok depresifim şu an. Çok teşekkür ederim, bilmukabele kardeşim. Yahyaya maşallah, onlar kendi düzenlerini o şekilde oluşturup, bozulunca(yani düzelince) sinirleniyorlar =)

      Sil
    2. Allah şifa versin. Bu sene biz de hep hasta geçirdik de elh hastaneye gerek kalmadı. Nasıl şimdi iyi mi merak ettim. Ne güzel dedin saglıklı bir şekilde yanımızda olsunlar da isterse sulu köfte savası yapsınlar

      Sil
  2. Yeni görüyorum mesajını Deniz. Kusura bakma. Elhamdülillah oğlum düzeldi büyük kızım biraz rahatsızlandı ama oğlum kadar olmadı şükür. O 30 kere falan kustu sanırım. Ve afedersiniz ishaldi. Küçük kız kusuyor bugün de. Elhamdülillah. Allah başka dert vermesin. Halep teki çocuklara bakınca bizim derdimiz dert değil

    YanıtlaSil